21 Şubat Dünya Anadilleri Günü
Unesco diller atlasına göre günümüzde hala konusulan 6000 dilden 199 tanesinin konuşmacı sayısı on ya da daha azdır. 178 tanesini on-elli kişi anadili olarak konuşabilmektedir. 2500 dil kaybolma tehlikesi altındadır.
Herhangi bir dilin ölümü kültürel mirasın,paha biçilmez gelenek ve göreneklerin sözlü ifade biçimlerinin, efsanelerin, masalların, atasözlerinin, tekerlemelerin, bilmecelerin, şiirlerin de ölmesine neden olmaktadır. Bu sonuç aynı zamanda insanlığın biyolojik çeşitliliği algılamasına da olumsuz etkiler.
Yeyüzündeki varlığımızın başından sonuna kadar bize eşlik eden,bizi yaratan,bir kuşaktan diğer kuşağa bilgi aktarımı sağlayan tek araç dildir. İşte, etnik ve ulus düzeyinde toplulukların bütün ilişki ve etkinliklerinde kullandığı bu dile „Anadil“diyoruz.
Yaşadığımız ülke Almanya’da çok dilliliğin tartışıldığı bir süreçte, yer yer okullarda anadilin bu alanda güvence sağlayan yasalara karşın keyfi uygulamalarla yasaklandığını görüyoruz.Yirmi milyon kilometrekarede yüzyirmimilyon kişi tarafından konuşulup,dünyanın sekizinci büyük dili olan Türkçe‘ye yapılan bu haksızlık anadilimize sahip çıkmamızın en önemli nedeni olmalıdır.Sahip çıkmada da bizlere düşen en büyük görev, Türkçe‘yi bir bilim dili olarak kabul ettirme yolundaki çabalarımızdan geçiyor.
Anadil adından da anlaşılacağı üzere anadan duyulan, göbek bağıyla kurulan, en yakın sosyal çevresiyle en güçlü bağların kurulduğu bir dildir. Sonradan öğrenilen ikinci, üçüncü diller o dillerle iletişim kurmayı sağlar ama asla anadilin yerini alamaz. Anadilinin engellenmesi ileride çocukların gelişiminde tamiri olanaksız sakıncalar doğurur.
Yahya Kemal Türkçe için“Bu dil annemin sütüdür“diyor. Annemizin sütüyle beslenip gelişirken, uyanmaya başlayan zihinsel gücümüz de dille beslenip yeşerir, boy atar. Bu boy atma masallarla renklenir, imge gücümüz genişlemeye başlayıp kişiliğimizin temelini oluşturur.
„Başka dile uymaz annenin sesi
Her sözün ararsan vardır Türkçesi”,
diyen Ziya Gökalp, başka dillerin gösterişine kapılmadan, bilim alanında, sanat alanında,düşünce alanında annenin sesini sürdüren bir dille, yeni sözcükler yaratmalı, dünyayı açıklamalıyız diyor.
Büyük ozan Nazım Hikmet anadilimiz Türkçe’nin eşsiz bir şiir dili olduğunu, “Türkçem kadar güzelsin” diye ifade ederken, ustalığıyla ekip biçtiği,altın hasatlar kaldırdığı dilinin toprağını, sevgilisiyle özleştirir. Yine Nazım Hikmet’in Şeyh Bedrettin, Kuvayi Milliye destanında ve Memleketimden İnsan Manzaraları’nda gürül gürül akan ”halkın ezgileri” anadilin gücü ile gerçekleşmiştir.
Toplumları yücelten, onlara bu dünyada onurlu bir yer kazandiran Anadil sevgisi ve bilincidir. Bu güne Sevgililer Günü v.b. günlerden farklı anlamlar yükleyebilirsek anadil bilincini de o denli öne çıkarmış oluruz.
Anadiline özenle sahip çıkılacağı umuduyla “Anadili Günü” kutlu olsun.
Yücel Tuna
Atöf Başkanı