Almanya’da göçmen kökenli çocukların sınıflardaki oranına bir üst sınır (kota) getirilmesi yönünde yapılan tartışmalar, yeni Eğitim Bakanı Karin Prien’in (CDU) son açıklamalarıyla yeniden gündeme geldi. Bakan Prien’in, Danimarka modeline atıfla “göçmen kökenli çocuklar için yüzde 30-40 civarında bir sınırın düşünülebilir olduğunu” ifade etmesi, birlik olarak bizleri endişelendirmektedir.
Bu açıklama ışığında, aşağıdaki hususların kamuoyuyla paylaşılması gerekliliğine inanıyoruz:
“Göçmen kökenli” kavramı, hem sosyolojik hem de pedagojik olarak oldukça geniş ve heterojen bir grubu tanımlar. Üçüncü kuşaktan Almanya doğumlu bireylerle yeni göç etmiş çocuklar aynı kategoriye dahil edilmekte; bu da ciddi genellemeleri ve önyargıları beraberinde getirmektedir. Oysa eğitimde asıl belirleyici olan, öğrencinin bireysel ihtiyaçları, dil yeterliliği ve okulun sunduğu destek olanaklarıdır, köken değil.
Köken temelli bir kota, pedagojik olarak hiçbir sorunu çözmez; aksine öğrencileri damgalayan, dışlayıcı bir anlayışı meşrulaştırır. Ayrıca bu tür bir uygulama, Almanya Anayasası’nın 3. maddesinin 3. fıkrasıyla açıkça çelişmektedir. Anayasa der ki: “Hiç kimse soyundan, dilinden, anavatanından ya da kökeninden dolayı dezavantajlı duruma düşürülemez.”
Bu bağlamda, kökene dayalı her tür sınırlama hukuken savunulamaz. Katılımın yolu, çocukları ayırmak değil, birlikte eğitmekten geçer. Okullar; demokrasi, birlikte yaşam ve toplumsal uyumun ilk adımının atıldığı kurumlardır. Farklı kökenlerden gelen çocukların bir arada öğrenmesi, toplumsal barış ve eşit yurttaşlık için vazgeçilmezdir. Göçmen kökenli çocuklar çok dilli ve kültürlerarası birikimleriyle eğitim hayatımıza önemli katkılar sunmaktadır. Bu potansiyeller tehdit değil, birer fırsattır. Eğitim politikası, bu fırsatları güçlendirmeye odaklanmalıdır. Tartışılması gereken konu, sınıflardaki “göçmen oranı” değil, eğitimdeki sosyo-ekonomik eşitsizlikler, personel eksikliği, dil destek programlarının yetersizliği ve okullar arası kaynak uçurumudur. Kota tartışması, asıl sorunun üzerini örten, dikkat dağıtıcı ve zararlı bir yaklaşımdır.
Almanya Türkçe ve Çok Dilli Eğitim Birliğinin (BTMB) önerileri: Eğitim sisteminde eşitlik ve kapsayıcılık temel ilkeler olmalıdır., Kökeni ne olursa olsun her çocuk kaliteli bir eğitimi hak eder. Birlik olarak, göçmen kökenli çocuklara yönelik ayrımcı uygulamalara ve söylemlere karşı durmaya; katılımcı, adil ve çok dilli bir eğitim sistemi için mücadele etmeye devam edeceğimizi kamuoyuna bildiririz.
Almanya Türkçe ve Çok Dilli Eğitim Birliği (BTMB) Yönetim Kurulu Adına
Bilge Yörenç (Başkan)
Orhan Güner (Başkan)