21 Şubat Uluslararası Ana Dili Günü vesilesiyle Almanya Türkçe ve Çok Dilli Eğitim Birliği, ana dillerinin Almanya’da daha fazla tanınması ve desteklenmesi çağrısında bulunuyor. Ana dillerinin desteklenmesi ve geliştirilmesi sadece kültürel kimlik açısından değil çok dillilik açısından da önemlidir. Küreselleşen dünyamızda çok dillilik yalnızca bireysel bir kazanım değil, aynı zamanda toplumsal bir zenginliktir.
Diller, kültürel kimliğin merkezi bir parçasıdır ve çocukların bilişsel ve sosyal gelişiminde önemli bir rol oynar. Araştırmalar, ana dilini koruyan ve geliştiren çocukların ikinci dil öğreniminde ve okul hayatında daha başarılı olduğunu göstermektedir. Ancak, göçün 65. yılına geldiğimiz halde Türkçe ve diğer ana dilleri Almanya’da hâlâ büyük zorluklarla karşı karşıya kalmaya devam etmektedirler. Yetersiz okul programları, siyasi destek eksikliği ve ana dili öğretmenlerinin eşit olmayan şartlarda görev yapmaları gibi sorunlar çözüm beklemektedir.
“Ana dili eğitiminin desteklenmesi, Almanca öğrenimi ile çelişmez – tam tersine! Ana dilinde sağlam temelleri olan çocuklar, Almancayı da daha iyi ve başarılı bir şekilde öğrenirler. Çok dilliliği bir engel olarak değil, bir fırsat olarak değerlendirmeliyiz” diye vurguluyor, Orhan Güner, Türkçe öğretmeni ve birliğin eş başkanı.
Bilge Yörenç, birliğin ikinci eş başkanı ve köken diller uzmanı, çok dilliliğin önemini şu sözlerle destekliyor: “Eğitim sisteminin toplumumuzun dilsel çeşitliliğini yansıtmasının zamanı geldi. Ana dili, okul müfredatının ayrılmaz bir parçası olarak kabul edilmelidir, eğitimde ancak böyle fırsat eşitliği ve adalet sağlanabilir.”
Birlik, eğitim politikacılarına ve topluma, ana dili eğitiminin genişletilmesi ve genel okul eğitim sistemine entegre edilmesi çağrısında bulunuyor. Ayrıca ebeveynleri de, çocuklarının iki dilli eğitim hakkını savunmaya aktif olarak katılmaya davet ediyor. Ana dili eğitimi birçok eyalatte yetersiz kalıyor ve veliler de olanakları ve Türkçe dersine katılımın avantajları konusunda yeterince bilgilendirilmiyor.
Eş Başkan Bilge Yörenç: “Ebeveynler, çocuklarını Türkçe Derslerine kaydettirerek, okullarda ve eğitim birimlerinde aktif rol alarak ana dili eğitiminin korunmasına ve desteklenmesine önemli bir katkı sağlayabilirler” diye ekliyor. Ana dili eğitimi bir hak olmalıdır! BTMB olarak eğitim bakanlıklarını, ana dillerinin okul eğitim sistemi içinde verilmesini sağlayarak dersin statüsünün geliştirilmesi için harekete geçmeye çağırıyoruz.
