Skip to main content

Dil, sadece bir iletişim aracı değil; aynı zamanda bireyin dünyayı algılama, kendini ifade etme ve kimlik geliştirme biçimidir. Almanya gibi göçmen kökenli nüfusun yoğun olduğu toplumlarda çok dillilik, hem bireysel gelişimi destekleyen hem de toplumsal uyumu güçlendiren stratejik bir değerdir. Bu bağlamda, Türkçenin Almanya’daki eyaletlerde 2. veya 3. Yabancı Dil seçeneği olarak tüm öğrencilere sunulması, üzerinde önemle durulması gereken bir konudur.

Türkçe, dünya genelinde milyonlarca insan tarafından konuşulan, köklü tarihi ve zengin kültürel mirası olan bir dildir. Bugüne dek bazı eyaletlerde Türkçe, ağırlıklı olarak Türk kökenli öğrencilere yönelik ana dili/köken dili dersi ya da yabancı dil olarak verilmektedir. Ancak Türkçenin, köken farkı gözetilmeksizin her öğrencinin seçebileceği bir yabancı dil olarak müfredata entegre edilmesi, çok dilliliğin ve kültürel çeşitliliğin yaygınlaştırılması açısından büyük önem taşımaktadır. Bir dilin eğitim sisteminde yabancı dil statüsü kazanması, o dile ve o dili konuşan toplumlara yönelik bir değer taşır. Türkçenin yabancı dil olarak yaygınlaşması, hem Türkçenin Almanya’daki görünürlüğünü artıracak hem de çok kültürlülük ve eşitlik ilkelerinin eğitim politikalarında somutlaşmasını sağlayacaktır.

Türkiye, Almanya’nın önemli ekonomik, kültürel ve siyasi ortaklarından biridir. Bu nedenle Türkçeyi bilen bireyler, iki ülke arasındaki ilişkilerde farklı sektörlerde avantajlı konuma gelebilmektedir. Ancak bu potansiyelden yalnızca Türk kökenli öğrenciler değil, Almanya’daki tüm öğrenciler faydalanabilmelidir. Türkçenin 2. ya da 3. Yabancı Dil olarak tüm öğrencilere açık olması, hem bireysel gelişimi hem de toplumsal kapsayıcılığı destekleyecektir. Her öğrencinin, Fransızca, İspanyolca, Latince gibi dillerin yanı sıra Türkçeyi de yabancı dil olarak seçebilmesi, eğitimde eşit fırsatların sağlanması açısından temel bir adımdır.

Bu yaklaşım, sadece kariyer olanaklarını değil; aynı zamanda kültürler arası anlayış, hoşgörü ve birlikte yaşam becerilerinin gelişimini de teşvik edecektir. Sonuç olarak, Türkçenin Almanya’daki tüm okullarda köken ayrımı gözetmeksizin 2. veya 3.Yabancı Dil seçeneği olarak sunulması, pedagojik olduğu kadar toplumsal bir nedendir. Bu adım, çok dilliliği bir zenginlik olarak kabul eden, kapsayıcı ve adil bir eğitim sisteminin inşasına önemli katkılar sağlayacaktır.

Bilge Yörenç Eş Başkan (Hamburg), Orhan Güner Başkan (Aşağı Saksonya)

Newsletter abonnieren


zum Newsletter-Archiv

Werden Sie Teil unserer Arbeit!

Unterstützen Sie uns mit Ihrer Spende: